Osmanlı Padişahı, Sultan Abdülaziz, II. Mahmut ve Pertevniyal Sultan’ın oğlu, Abdülmecid’in kardeşidir. 9.Şubat.1830’da doğdu.
Küçük yaşta din ve fen ilimlerini tahsile başladı. Kısa zamanda Arapça, Farsça ve dini bilgileri çok iyi bir şekilde öğrendi. Osmanlının batılılaşma sürecinde Abisi Abdülmecid ile birlikte, kendisinden önceki şehzadelerden daha serbest bir terbiye ile yetiştirildi.
Abisi Abdülmecid zamanında veliaht ilan edilen Abdülaziz bundan sonra devlet idaresi ve Avrupa’nın siyasetini iyi bir şekilde takibe çalıştı. Sultan Abdülmecid’in 25 Haziran 1861’de ölümü üzerine 31 yaşında tahta çıktı. Artık 31. Osmanlı padişahı, 117. İslam halifesiydi.
Sultan Abdülaziz; dinine düşkün, Binicilik, yüzme, cirit ve güreş sporlarına meraklı, piyano, ney ve lavta çalan bestekar bir padişahımız. İnce ruhlu, yaptırdığı saraylar zarif birer sanat eseri.
Zekası, kültürü, yetenekleri dikkat çekici, geleneğine bağlı olduğu kadar da reformist kişilikli bir padişahtı.
15 yıllık padişahlık döneminde birçok yenilik gerçekleştirmesi yanında, kendisinden önce girilen Kırım harbinde devletin ödeme gücünün çok üzerine borçlanması ve devlet adamlarının tartışmalı harcamaları, saraydaki israf sonunda Osmanlı Devleti ekonomik olarak iflas etmişti.
1853-1856 yılları arasında süren Kırım Harbinde, kâğıt üzerinde, savaşın galiplerinden olan Osmanlı Devleti, savaştan çok büyük zarar alarak çıkmıştı. Kırım Savaşı’nın sonunda ilan edilen Islahat Fermanı’nın amacı, imparatorluk içindeki herkese Osmanlı yurttaşlığı vererek, yasalar önünde dine bakılmaksızın eşitlik sağlamaktı. Islahat Fermanı ile Batı’da dolaşan liberal düşünceler Osmanlı Devleti’ne girmeye başlayacaktı.
Batıdan gelen milliyetçilik rüzgarları, çok uluslu Osmanlı Devletinde bağımsızlık istekleri sancılı bir dönem başlatmıştı.
Sultan Abdülaziz döneminde, yeni Osmanlılardan oluşan batıcı zihniyet kendi iktidarını oluşturmak istiyordu. Dolayısıyla, kaosun başlangıcı ve mali bunalım, devletin iflası, darbecilerin aradığı ortamdı. İngiliz diplomasisinin de desteği ile 30.Mayıs.1876 sabahı Mithat Paşa, Avni Paşa, Rüştü Paşa, Şeyhülislam Hayrullah Efendi, işbirliği ile tahttan indirildi.
Sultan Abdülaziz efradıyla birlikte çeşitli hakaretlere maruz bırakıldıktan sonra isteği üzerine 1 Haziran 1876’da Topkapı Sarayından kendi yaptırdığı Fer’iye Sarayı’na nakledildi. Avni Paşa üç gün sonra, güvenlik gerekçesiyle saray bahçesine yerleştirdiği adamlarına verdiği emirle, Sultan’ın bileklerini kestirerek öldürttü. Hadiseye intihar süsü verilmeye çalışıldı. Ancak pehlivan yapılı Abdülaziz Han’ın zorbalarla boğuşması sırasında vücudunda meydana gelen çürükler ile iki dişinin kırık olduğunu görgü şahitleri ifade etmişlerdir. Zira tıp ilmi, intihar edecek bir şahsın iki bileğinin damarlarını kesemeyeceğini belirtmektedir.