A. SULTAN ABDÜLAZİZ’İN TAHTA ÇIKIŞI VE ŞAHSİYETİ
Kardeşi Sultan Abdülmecid’in saltanatı süresince, görünüşte serbest, gerçekte gözetim ve denetim altında bir hayat süren ve nispeten düzenli bir eğitim gören Abdülaziz, şer’i ilimler yanında, Arap dili ve edebiyatı konusunda da dersler almıştı.
Sultan Abdülaziz, mûsikî zevkine sahip bir sultan olarak; güreş başta olmak üzere, avcılık, yüzme ve cirit atmak gibi sporlarla da yakından ilgilenmiş çok yön‐ lü bir Osmanlı Sultanı olarak tarihte yerini almıştır. Kardeşinin aksine içkili ve eğlenceli meclislerden hiç hoşlanmayan, sade ve mütevazi bir hayat yaşayan Abdülaziz, bu mazbut ve samimi hayat tarzı nedeniyle şehzadelik yıllarında bile halkın sevgi ve güvenini kazanmış, büyük dedesi Sultan Yavuz Selim gibi dirayetli, heybetli, kurtarıcı ve devletin kaderini değiştirebilecek bir sultan olarak hayallerde yer tutmuş, Osmanlı tahtına çıkması hasret ve ümitle beklenmiştir.
Ancak halkın bu ümit dolu beklentisi bir kısım hâin ve işbirlikçilerin çabası sonucunda maalesef gerçekleşememiş, aşağıda ele alınan çeşitli nedenlerden dolayı bu idealist ve müteşebbis hükümdar, ilk yıllarında sergilediği olumlu siyaseti ve kendine has iyi niyetli teşebbüslerine rağmen, önce ehliyetsiz ve liyakatsiz devlet adamları elinde bir kukla veya oyuncak haline getirilmiş, yanlış ve sonuçsuz politikalara yönlendirilmiş, yıpratılmış, isyan çıkartılarak tahtından indirilmiş, sonra da bir komplo ile hayatına son verilmiştir.