OSMANLI’DA BİR İLK VEYA ABDÜLAZİZ’İN AVRUPA SEYAHATİ
Sultan Aziz’in yaptığı ilklerden birisi de kendi dönemine kadar hiçbir Osmanlı padişahının yapmadığı ve yapmayacağı, bir dış geziye çıkmış olmasıdır.
Sultan Aziz’in, meşhur Avrupa seyahati adı verilen bu gezi, 21 Haziran 1867 ‐ 7 Ağustos 1867 tarihleri arasında tam kırk altı gün sürmüştür.
İlk davet Fransa İmparatoru III. Napolyon’dan, Milletlerarası Paris Sanayi Sergisi’nin açılışı münasebetiyle gelmiş, daha sonra İngiltere kraliçesinin daveti bunu takip etmiştir.
Sultan Abdülaziz Paris’te çok büyük ilgi görmüştür. Fransa gezisinden hemen sonra Galler Prensi VII. Edward’ın karşıladığı Londra ziyareti başlamıştır.
Londra da çok büyük tezahüratlar altında çılgın alkışlar arasında karşılanan sultan, burada Kraliçe Victorya ile görüştü. Başta tersaneler
olmak üzere Londra’nın önemli tarihi ve turistik yerlerini gezen Sultan Abdülaziz on gün sonra Bürüksel’ geçerek kral II. Leopold ile görüştü.
Daha sonra Prens Bismarc’ın tavsiyesi üzerine Prusya karalı ve kraliçesi Berlin’e kadar gelerek kendisiyle görüştüler.
Aslında Berlin seyahati davetini özürleri sebebiyle kabul edemeyen Sultan Aziz’le görüşülmesini Prens Bismarc Prusya kralı ve kraliçesine özellikle tavsiye etmişti.
İstanbul’ a dönerken Viyana Garı’nda Avusturya İmparatoru ve Macaristan Kralı tarafından karşılandı. Sonra Budapeşte’ye uğradı ve Vidin yoluyla İstanbul’a döndü.
AVRUPA SEYAHATİ’NİN ÖNEMİ
Abdülaziz’in bu gezisi Avrupa ile iyi ilişkiler açısından verimli geçmiş sayılmaktadır. Âlî Paşa’nın gayretiyle Girit’i özel bir yönetime kavuşturan Girit Nizamnamesi neşredildi (1867). 1870’de Rusya’nın tekin ve baskısı nedeniyle Ortodoks kilisesinden ayrılan Bağımsız Bulgar kilisesinin kurulmasına izin verildi. Avrupa’daki yeni gelişmeler özellikle Fransa’nın Almanya karşısında yenilmesi,Osmanlıyı güç durumda bırakmıştır.
Müttefiksiz kalan Osmanlı için yeni bir Rus tehlikesi baş göstermiştir. Muhtariyet ve istiklal yüzünden Balkan milletleri tekrar ayaklandılar. Selanik’te çıkan bir olayda iki konsolosun öldürülmesi üzerine batılı devletler Berlin Memorandumu denilen muhtırayı hazırladılar. Ancak muhtıra verilmeden Sultan Abdülaziz tahtan uzaklaştırıldı.
Diğer yandan Osmanlı devletinin idarî, hukukî ve siyasî ıslahat hareketleri de sultan Aziz devrinde yoğun bir şekilde devam etmiştir 1862’de Dîvân‐ı Muhasebat, 1868 de Şura‐yı Devlet ve Dîvân‐ı Ahkâm‐ı Adliye kuruldu. Mecelle dediğimiz Osmanlı Medeni kanunu için hazırlık olmak üzere Fransız elçisinin tavsiyesi ile kurulan komisyon Fransız Medeni Kanunu’nun (civil code) tercümesine başladı.
Buna tepki gösteren Cevdet Paşa’nın tavsiyesi üzerine Osmanlı hukukçularının medar‐ı iftiharı olan Mecelle için cemiyet kuruldu.
1869 tarihinde Süveyş Kanalı’nın açılması da Sultan Aziz döneminin önemli olaylarından birisidir