Sultan Abdülaziz Paris seyahatinde, alay ve tören arabaları ile İstasyondan alınarak İmparatorluk Sarayı’na götürülmüş, Tuilleries Sarayı’nda İmparatoriçe Eugénie tarafından karşılanmış ve ilk kez orada tanışmışlardı.
Bu güzelliği ve zekasıyla meşhur olan İmparatoriçe daha ilk bakışta Sultan’ın aklını başından almış, seyahat boyunca aklı onda kalmıştı.
Yemekten sonra Sultan Abdülaziz ve beraberindeki heyet kendilerine tahsis edilen Elysée Sarayına geçmek üzere Tuilleries Sarayı’ndan ayrılmışlardı.
Ertesi sabah, Pazartesi günü, İmparator III. Napoleon ile birlikte Eski Fransa krallarından Louis’in görkemli saltanat arabası ile Sanayi Fuarının düzenlendiği Kristal Palas’a gidilmiş, Sanayi Fuarı gezilmiş, yeni ürünleri icad eden sanatkar ve sanayicilere İmparator, İmparatoriçe ve Sultan tarafından birlikte ödül ve nişanlar verilmiş, sonrasında tekrar saraya dönülmüştü.
Sultan Abdülaziz, İmparatoriçe Eugénie’yi bir daha ancak iki sene sonra İmparatoriçe’nin Mısır’a Suveyş Kanalının açılış merasimine giderken Fransız emperyal yatı “L’aigle” ile Ekim 1869’da İstanbul’a uğraması sayesinde görebilmişti.
Fransa İmparatoriçesi Eugenie şerefine Beykoz Çayırı’nda düzenlenen av partileri sırasında buraya Hümâyunâbâd Kasrı (Tokat Köşkü) inşaa edilmişti. Ancak bu pavyondan günümüze hiçbir iz kalmamıştır.
Beylerbeyi Sarayı’nda misafir edilen İmparatoriçe ile 17 Ekim gecesi saatlerce beraber kalmışlar ve bu çok özel anlar yıllarca bir söylenti olarak dilden dile aktarılmıştı. Bu efsanenin gercekliği ve detayları ancak yakın bir tarihte İspanyol Cervantes Enstitüsü Müdürü Pablo Martin Asuero’nun yazıp yayınladığı “Mavi Sütunlu Saray” adlı kitapta ortaya cıkmış oldu.